18 Haziran 2019 Salı

KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ AYTUNÇ ERKİN : 3 TEMMUZ ŞİKE DAVASI


KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ AYTUNÇ ERKİN : 3 TEMMUZ ŞİKE DAVASI

23/03/2019

Kumpas davalarını tekrar gündeme getirmek bu konuda toplumsal hafızayı canlı tutmak davalar ve kumpasçıların yargılanmalarıyla ilgili son gelişmeleri katılımcılar basın ve kamuoyu ile paylaşmak bu çerçevede kumpasçıların yargılanmaları için kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla bir dizi söyleşi planlanan söyleşilerin 14'üncüsü ve sonuncusu 23 Mart 2019 Cumartesi günü yapılmış TESUD Genel Merkezi'nde düzenlenen söyleşide 3 Temmuz Şike Kumpası gazeteci Aytunç Erkin tarafından anlatılmıştır.

Söyleşi her zamanki gibi KUMPASDER Başkanı Ahmet Tatar'ın konuşması ile açıldı. Tatar "Bugün burası sarı - lacivert" diye başladığı konuşmasında "Her ne kadar kendim Beşiktaşlı olsam da Fenerbahçeli kardeşim Ali'nin sarı lacivertli kravatını takarak buraya geldim" dedi. O dönem Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın kumpasa direnişin sembollerinden biri olduğunu belirten Tatar gösterilen direnişin FB'yi aştığını bir sivil kurumun sergilediği bu direnişle aslında Türkiye'de kurumların öyle zayıf çürük olmadığının da kanıtlandığını sözlerine ekledi.

Gazeteci Aytunç Erkin ise 3 Temmuz olayının bütün kumpas zincirlerinin bir parçası olduğunun altını çizerek başladığı konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu olay FB'yi de çok aşan bir olaydır. FETÖ'nün ilk yenildiği dava olması nedeniyle de çok önemlidir. Belki FB'li olduğum için bu dava ile ilgilendiğim düşünülebilir ama asıl neden gazeteci oluşum ve bu olayın da bir kumpas olduğunu anlamamdır.

Neden GS veya BJK değil de FB diye sorulabilir. Hemen şunu belirtmek isterim ki pek çok kişi ve kurum o dönem pek revaçta olan Türkçe Olimpiyatları'na bütün kapıları ardına kadar açarken Başkan Aziz Yıldırım Fenerbahçe'nin kapılarını cemaate hiç açmamış hatta Gülen cemaatine soğuk olduğunu her vesileyle belirtmişti. Ayrıca Fenerbahçe hem ekonomik anlamda büyük bir güç hem de taraftarları itibariyle de büyük bir kitlesel güçtü. Burayı ele geçirmek cemaat için tabii ki önemliydi. Aslında Fethullah Gülen futboldan nefret eden biriydi. Bir zamanlar en yakınındaki kişilerden biri olan Nurettin Veren'le sabahın erken saatlerinde maç kuyruğunda bekleyen insanları görünce 'yahu bu insanları sabah namazına çağırsak gelmezler ama bir maç için sabah saatin 6'sında kuyruğa gelip giriyorlar' diye konuştuktan sonra futbol taraftarlarının önemini fark etmiş ve futbol kulüplerini kullanarak toplumun kılcal damarlarına kadar girebileceğini düşünmüştü. "

Yazdığı "Sarı Lacivert Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım" adlı kitabının bir futbol kitabı olmadığını Fenerbahçe'ye düzenlenen kumpası anlattığını Aziz Yıldırım'ın da o kitabı yazıldıktan sonra gördüğünü söyleyen Erkin taraftarların Şükrü Saraçoğlu stadına astıkları "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" afişi 29 Mart 2009 tarihli Taraf gazetesinde "Ergenekon Fenerbahçe'de" manşetiyle verilince Fenerbahçe'ye operasyon düzenleneceğini anladıklarını belirtti.

Aslında Fenerbahçe'ye ilk kumpasın 2004 yılında düzenlenmek istendiğini ancak Hanefi Avcı'nın olayı görüp bunu engellediğini belirten Erkin daha sonra 2008 yılında Ramazan Akyürek zamanında Aziz Yıldırım'ın - ne alâkası varsaİBDA-C üzerinden dinlenmeye başlandığını sonra da Yıldırım'ın en yakın arkadaşı Emin Arslan'ın dinlemeye alındığını söyledi.

Fenerbahçe'ye karşı düzenlenen 3 Temmuz 2011'deki operasyon sonrasında taraftarların toplanıp yürüyüş yapması o yürüyüşte Fethullah Gülen aleyhinde sloganlar atılmasının o günkü koşullarda herkesin yapamayacağı bir iş olduğunu vurgulayan Erkin "İşte bu tarih kırılma noktası oldu... O tarihten sonra insanlar örgütlü biçimde direnmeye başladı" dedi. Erkin ayrıca Aziz Yıldırım'ın gözaltına alınması ve Metris'e gitmesi sürecinde "ne şikesi kardeşim memleket elden gidiyor" diye yaptığı konuşmanın da direniş üzerinde çok etkili olduğunu ekledi.

"Bugün Yargıtay 4 yıldır Fenerbahçe dosyası ile ilgili bir karar vermedi. Ne oluyor bilmiyoruz" diyen Erkin Isparta'da ele geçirilen bilgilerden hazırlanan çok önemli bir dosyanın kaybedildiğine de dikkat çekti.

Konuşmasının sonlarında "Her davanın bir kara kutusu var. Onlar hâlâ konuşmadılar konuşsalar önemli bilgilerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Örneğin o ihbar mektupları nereden çıktı nerede düzenlendi hazırlanmasında kimler rol aldı vs. bunları anlatacak kişiler artık ortaya çıkmalıdır. Bu konuda konuşmayan herkes -en azından vicdanen suçludur" diyerek söyleşisini tamamladı.

Erkin'in anlattıkları üzerinde söz alan Mustafa Önsel Fenerbahçe'ye karşı düzenlenen bu olayın "şike davası" olarak anılmasının doğru olmayacağını bunun "şike kumpası" olarak adlandırılması ve öyle anılması gerektiğini ifade etti. Hem bir Trabzonlu hem de Trabzonsporlu olarak FETÖ'ye karşı amansızca mücadele eden Aziz Yıldırım'ı büyük bir takdirle andığını vurguladı.

http://www.tesud.org.tr/uploads/yayin/dosya/1558524230c81e728d9d4c2f636f067f89cc14862c.pdf

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Okul sayesinde okulun verecegi ilim ve fen sayesindedir ki Turk milleti Turk sanati Turk iktisadiyati Turk siir ve edebiyati butun guzellikleriyle gelisir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

123. IMAN AKILLA UZLASTIRILAMAZ, BIRLESTIRILEMEZ VE AKIL IMANDAN USTUNDUR

Ilahiyatcilara gore iman, acik olmayan bir istektir. Bundan su sonuc cikar ki din, acik olmayan ya da akla cok aykiri olan iddialara tam bir olgunlukla inanmayi gerektirir.

Bu, inanis hakkinda aklin karar verme yetkisini kabul etmemek, aklin imanla uzlasmasinin, birlesmesinin olanaksiz oldugunu aciklamak degil midir? Madem din imamlari akli surmeyi gerekli gorduler; bu akli, imanla birlestirmenin imkansizligini din imamlarinin anlamis olmasi ve imanla uzlasmanin mumkun olmadigini, din imamlarinin hissetmis olmasi gerekir.

"Idrakinizi kurban ediniz; tecrubeden vazgeciniz, ileri gelenlerinizin tanikligina guvenmeyiniz, Allah adina size bildirdigimiz seylere koru korune itaat ediniz!". Dunyanin butun rahiplerinin kullandigi dil, iste budur. "Mutlulugumuz icin en gerekli seyler" diye bize sunduklari ilkeler soz konusu olunca, asla muhakeme etmemek, dusunmemek gerektigi noktasindan baska hicbir noktada birlesmezler.

Aklimi hicbir zaman kurban etmeyecegim. Cunku, yalniz bu akil, bana iyiligi kotulukten, hakki batildan ayirt ettirebilir. Eger sizin iddia ettiginiz gibi, aklim Allah'tan geliyorsa, cok comert oldugunu soylediginiz Allah'in, ancak beni yok etmek ve oldurmek uzere, sirf beni bir tuzaga dusurmek icin akli bana vermis olduguna hicbir zaman ihtimal vermem. Ey rahipler! Allah'inizin bir bagisi, vergisi oldugunu bize temin ettiginiz akli tanimlarken, Allah'iniza iftira ettiginizi gormuyor musunuz? Tecrubeden asla vazgecmeyecegim. Cunku, tecrube, hayalgucunden ya da bana kabul ettirilmeye calisilan rehberlerin otoritesinden daha guvenilir bir yol gostericidir. Bu tecrube bana gosteriyor ki, hirs ve cikar, o rehberlerin gozlerini gormez hale getirebilir kendilerini de yanlis yola saptirabilir ve tecrubenin otoritesi, ya aldatmaya cok elverisli, ya da baskalarini aldatmakta cok cikarci olarak bildigim bircok insanin kuskulu tanikligindan, kesin olarak busbutun baska bir onem ve degerdedir ve ruhun uzerinde busbutun baska bir hukum ve etkiye sahiptir.

Duygularima guvenmeyecegim. Cunku, bilirim ki, bazen beni hataya dusurebilir. Ancak ote yandan, duygularim beni hep aldatmaz. Pekala bilirim ki, goz, gunesi gercekte oldugundan cok kucuk gosterir. Ancak, duygularin yeniden uygulanmasindan baska bir sey olmayan tecrube gosterir ki, esya ne kadar uzak olursa o olcude kucuk gorunur. Dolayisiyla, gunesin dunyadan cok buyuk olduguna emin olurum.

Dolayisiyla, duygularimin, bana alelacele verdirmis oldugu kararlari sorusturmak icin, tecrubelerim yeterlidir.

Duygularimin tanikligina guvenmemeyi bana ihtar ederek, rahipler, her dinin kanitlarini benim icin curutur. Eger insanlar, hayalgucleri tarafindan aldatilabilirse, eger onlarin duygulari aldaticiysa, atalarimiz uzerinde etkili olmus mucizelere inanmam nasil istenilebilir? Eger duygularim sadik olmayan yol gostericilerse, bana, gozlerimin onunde yapilan mucizelere hic guvenmemek gerektigi ogretiliyor demektir.

- - - - - - - - - - - - -
Artik saf ask ya da tutku soz konusu degildi.
Hicbir duygu saf olamiyordu, cunku her seye korku ve nefret sinmisti.
Kucaklasmalari bir savas, orgazmlariysa bir zafer olmustu.
Bu, partiye indirilmis bir darbeydi.
Sevismek siyasal bir eylemdi.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Incil denen kitapla ilgili olarak ona Tanri'nin sozu demek Tanri'ya kufur etmek demektir.

O, yalanlarin ve celiskilerin, kotu zamanlarin ve kotu insanlarin kitabidir.
Koca kitapta yalnizca birkac iyi karakter vardir.
PAINE,THOMAS (1737-1809) Ingiltere dogumlu ABD'li siyaset felsefecisi.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 





-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
 
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder